70’li yılların sonlarına kadar, bilim dünyasında sağlığın göçle ilişkisi üzerine kafa yorulduğunda, akla ilk gelen göçmenlerin sağlık halleri oluyordu. Göç ve sağlık konusu, daha çok tıp ve psikoloji bilim dallarının ilgi alanına girerdi ve göçmenlerin “patolojik bagaj”ları mercek altına alınırdı. Göçmenler, taşıdıkları ırsi hastalıklar, uyum sürecinden kaynaklanan patolojik halleri ve psikolojik bozukluklarından dolayı göç alan ülkenin halk sağlığı için bir “risk grubu” olarak algılanırdı. Bu negatif yaklaşımın izlerini bugün bile göçmenlerin büyük bir çoğunluğunda bulabilmek mümkün. Konu sağlık olsun ya da olmasın bir çoğumuz, “gurbet sağlığımı ve psikolojimi bozdu”, “hasretten ülser oldum” gibi deyimleri telaffuz etmişizdir ya da başkalarından duymuşuzdur.
Bir cevap yazın