List

“Avrupa’nın Birliği” fikri kökleri ortaçağa kadar uzanan çok eski bir öngörü.[2]18. yüzyıl ortalarına kadar esas olarak dinsel-ideolojik motivasyondan beslenen bu öngörü, bugün kendisini Avrupa Birliği (AB) projesinde somutlaştıran, politik, ekonomik ve kültürel birlik idealiyle Avrupa kıtası tarihinin en büyük tarihsel projesi olarak algılanmaktadır. Bu, Avrupa için kendisini tanımlama bahsi de aynı zamanda. Avrupa fikrinin ilk kurucuları Avrupa’nın tanımlanması sorunu ile pek uğraşmamışlar ve belki de bunu o dönemin kontekstinde gerekli görmemişler. Böylesi bir çaba bugüne özgü bir zorunluluk. Zira, Avrupa’yı Atlantik’ten Urallar’a kadar uzanan coğrafi bir alan olarak algılayan klasik tanımlamalar sadece eksik kalmıyor, Avrupa’nın şu an yaşadığı evrime de uymuyor; Sosyalist Blok’un dağılmasından önceki Avrupa tanımlaması sonrakinden farklı olsa gerek. Bu yüzden de, Avrupa’nın inşâsı ve geleceği üzerine yapılan tartışmalar kaçınılmaz olarak Avrupa’nın kendini nasıl tanımladığı sorunsalı etrafında dönmektedir. 

Devamını oku

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  Posts

1 2 3 4
Mayıs 15th, 2020

COVID-19, Fırsat Eşitliği ve Bilgi Yoksulluğuyla Mücadele

COVID-19’un (yeni tip Koronavirüs) Avrupa ülkelerinde belirmesinden beri yetkili sağlık kurumları virüs, hastalık, bulaşma ve kendini koruma konusunda toplumu bilgilendirmek […]

Aralık 14th, 2019

Cezayir başkanlık seçimi: Bir halkın direniş öyküsü

Hirak’ı güçlendiren bir etken kendisinin herhangi bir politik önderliğe bağlı olmaması. Bu durum, protesto hareketinin toplum nezdinde kısa sürede meşruiyet […]

Nisan 19th, 2019

Sağ Popülizmin Ateşi Altında İsviçre’de Göç ve Uyum Politikaları

Toplumun belirli bir kesiminin doğrudan demokrasi enstrümanlarına (inisiyatif ve referandum) başvurarak kamu politikalarının yönünü etkileme olgusu İsviçre siyasal sisteminin en […]

Ocak 17th, 2019

Yalancının Mumu ve Sosyal Medya

“Yalancının mumu yatsıya kadar yanar”atasözünün kabullenilen ortak bir anlamı vardır; söylenen söz eğer yalan ise gerçek çok geçmeden ortaya çıkar […]

Aralık 15th, 2018

İslam ve Feminizm – Müslüman Kadın Olmak ve Kadın Haklarını Savunmak Çelişki mi?

Bir cami düşünün ki imamı kadın, kapısı herkese açık. Sünni’sine, Şii’sine, Alevi’sine, Sofi’sine- eşcinsel dindarlara ibadet olanağı tanıyor. Kadınlar ve […]

Kasım 15th, 2018

Sığınmacılar… Maddi Külfet mi Yoksa Kaynak mı?

Göçlerin hem göç veren hem de göç alan ülkenin ekonomik, sosyal ve kültürel dokusunu ciddi bir şekilde etkilediğini bilmeyen yok. […]

Eylül 21st, 2018

Kaybolan, Akıp Giden Dillerimiz…

Sömürgecilerin sömürge ülkesinin dil veya dilleri ile girdiği ilişki sayısızca yapıta konu olmuştur. Örneğin 1970’li yıllarda Louis-Jean Calvet’in “Dil Yiyicileri” […]

Haziran 16th, 2018

Göçmen Öğrencilerin Paradoksu; Yüksek Motivasyona Rağmen Başarısız Olmak!

Öğrenci motivasyonu okul başarısı için en önemli nedenlerden biri olarak kabul edilir. Yüksek motivasyona sahip öğrenciler daha iyi performans ortaya […]

Nisan 16th, 2018

Göçmen Kadınım Ama Ne Kadar Özgürleşiyorum?

Göçmen kadın algısı uzun yıllar sadece eşlerine kavuşan bir eş veya anne şeklindeydi. 60’lı ve 70’li yılların göç hareketlerinden miras […]

Mart 16th, 2018

İsviçre’de İslam’ın Geleceği

“Müslümanlar” kategorisi ilk kez 1970’lı yılların başından itibaren istatistiklerde belirmeye başladı. Bu tarihe kadar Müslümanların sayısı istatistiklere girecek kadar azdı. […]